26 Ağustos 2011 Cuma

Bir Şeyler Hep Kopuk,Hep Eksik ..

 
   Biraz önce günlük burç yorumuma bakacaktım,vazgeçtim.Neyin hesabını yapıyorum ki? O yorumu okuyucam ve günümün ona göre gelişmesini mi beklicem? Gerek bile yok.
 
  Bir dakika önce de telefonumdan arkadaşa giden mesaj " Değer verdikçe alçalıyorsun gibi " Son zamanlarda yaşadıklarımın üç-dört kelimeye sığdırılması.. Bir insana sonsuz sevgini gösterirsen bunun değerini bilmez,hatta faydalanır sevginden.Üzer,yıpratır,anlamaz,umursamaz .. Aradaki o sımsıcak enerji bir anda buza dönüşür,kaskatı kesilir.Soğuuuk giderek daha fazla soğuuuuk.
 
  Sanırım büyüdüğümü hissediyorum.Bir şeyler
hep kopuk,hep eksik.Sahi büyümek böyle mi olur ki? Yeni bir karaktere mi bürünüyorum ya da değişen şeylere ayak mı uyduramıyorum orasını hala kestirebilmiş değilim. 20 yaşını bitirmiş 21'e doğru giden bir yolda belki de bunlar çok normal. Öğrenmem,yapmam gerekenler var demek ki.Bir de unutmamam gereken bazı şeyler var ama ne yazık ki çok unutkanım.İki gülücükle reset atabiliyorum beynime ve başa dönüyorum.Bir şeyleri bilen değil, tecrübesiz biri oluveriyorum işte.

   Hayatı bir yerinden yakalasam diğer tarafından kaçıyorum.Yürüsem yetişemiyorum,koşsam yorulup duruyorum.Bir süre sonra mutsuzluklarım pes dedirtiyor.Sonra da kafamın içindeki senaryolarla yaşıyorum,bir nevi kendim yazıp sonra da kendim oynuyorum. Bir şeyleri düzeltmek adına çok çabaladım,bakıyorum olacak gibi değil.En iyisi bırakayım öylece dağınık kalsın.  
     Şarkıya tık ..

Aramızda Casus Var


  Başlıkta adı geçen casus ben oluyorum.Nasıl mı ? Yakınen tanıdığım ya da sadece selamlaşmalarımın olduğu insanlara seslenmek istesem de ben en iyisi seslenmeyeyim:) Çünkü yaptığım biraz fena,aslında hiçbir kötü amacım yok.Cidden, inanın bana.Mesela bir kuzenim var.Hmm, biz onunla böyle sevgilidir falan konuşmazdık,ne bileyim kız sanki bu dünyada yaşamıyormuş gibi davranırdı.İşte bunun bir süredir sevgilisi var.Öyle facebook da ilan etme,birilerine söyleme gibi bir durumu yok.Ama çok zekiyim ya ben(!) çaktım ve işin peşine düştüm.Paylaştığı şarkılardan tutun,fotoğraflar yorumları hatta hiç kimseciklerden gizlemediği arkadaş listesinin bile altını üstüne getirdim,sevgilisini buldum.Adını,sanını falan biliyorum çocuğun.Hıı derdin ne derseniz inanın kötü bir derdim yok.Biraz merak,biraz da elimde koz olsun fena mı düşüncesi :) Aslında iyi kızdır,severim ama meraklıyım da ne yaparsın :)  Günün birinde bu blogun adresi eline falan geçerse yandık gitti.Kimseden korktuğumdan değil ama sonuç olarak kızın özel yaşamına onun haberi bile olmadan balıklama atlamış bulunuyorum:) Geçenlerde de benle hiç alakası olmayan bir çiftin ilişki durumunu çözdüm ama onda merak bile etmemiştim,sadece gördüğüm bir kaç yazı falan beynimde şimşeklerin çakmasına sebep oldu ve onların da bu durumunu çözmüş bulunmaktayım.

  Eğer bir ajana ihtiyacınız varsa o kişi ben olabilirim :p   
 
  Tüm masumiyetimle şarkıya tık diyorum:) 

17 Ağustos 2011 Çarşamba

Bu Rüyada Bir Gariplik Var

 
  Bu aralar çok garip rüyalar görüyorum. En yakın arkadaşlarım değişiyor,bir gün akrabımın biri hocam olup bana ödev veriyor,bir gün kardeşim bambaşka bir insan oluyor,çok farklı insanlara sorunlarımı anlatıyorum,gülüyoruz,kendime ev arıyorum falan.

  Dün gece  yine garip bir rüya gördüm. Küçükken yaşadığım bir yerdeyim güya ama ben öyle bir yerde yaşamadım.İşte doğum günümmüş,böyle yolda gördüklerimi doğum günüme çağırıyorum ama tesadüf şu ki hepsi de muhabbetimin olduğu insanlar.Erkekler,kızlar falan kalabalığız.Bi arkadaşa çok ısrar ediyorum gel diye ama pek yanaşmıyor,geçmişte bir şeyler yapmışım,kırılmış bana.Ben eve gidiyorum,bakıyorum ki her yerde kıyafetler,çöpler .. Hepsini toplamaya çalışıyorum doğum günüme gelecekler diye.Her odaya girdiğimde aynı manzara ve öyle bir şey ki evimiz 15 odalı falan sanki :) Neyse ben evi  toplayamadan arkadaşlar geliyor.Ve bulunduğumuz mevsim yaz,sıcaktan bunalıyorum falan.Askılı body,şort falan giymişim.Halbuki benim doğum günüm kışın ortasında :) Doğum günüme gelenler
tanıdığım insanlar ama en yakın arkadaşlarım,en samimi olduğum insanlar yok.Bir tanesi bile yok yani.Neyse pek şaşırmıyorum,gayet doğal bir durummuş gibi içeri alıyorum.Sonra evde bir uğultu oluyor,gelenlerin bazılarıyla konuşuyorum,bazısıyla iki kelime bile etmiyorum.Sonra gidiyorlar.Ne doğum günü pastası,ne iyi ki doğdun ne de bir hediye.. Hiçbiri yok ,bu işte bir gariplik var diyorum ve sonunda uykumdan uyanıyorum .. 

  Bu rüyadan ne çıkartmam gerek bilmiyorum :) Bu aralar psikolojimin pek iyi olmadığı ve garip ruh halleri içerisinde olmama bağlıyorum.Belki de bütün bu garip rüyalar gelecek kötü şeylerin habercisi.Niye hiç iyi düşünmüyorum konusuna gelince de neyi iyi düşünüyorsam kötü oluyor.Onun için olumlu olamıyorum.Ve hissediyorum kötü şeyler beni çağırıyor..    
   

   Bu şarkı da buraya yakışır sanırsam.. 

12 Ağustos 2011 Cuma

Memnuniyetsiz

 
   Sanırım bugün çok sinirliyim
.Çevremdeki herkes onların istediği gibi biri olmamı istiyor! Anlam veremiyorum.Onlara göre mantıklı bir şeyler yapmadığım için böyleyim yani mutsuz hatta doğru ifade edersek memnuniyetsiz.Bi karışmayın yahu! Her dediğimi bir şeylere bağlayıp niye canımı sıkıyorsunuz ki? Bir kerede destek olun mesela,evet diyin,haklısın,istediğini yap ve mutlu ol diyin.Ama yok bunları istemem mümkün değil.İlla damarıma basın,canımı sıkın,aman siz mutlu olun.

 Bunalıma girmek üzereyim sanki.Geçen yıllar gibi olayım,sürekli sinir krizleri geçireyim,antidepresanlarla ayakta durayım,acil servislerden çıkmayayım falan.Bunlar olunca belki benim farkıma varacaklar.Resmen takmıyorlar beni.
Sürekli kendi kendime yaşıyormuşum gibi hissediyorum.Ailem,sevgilim,arkadaşlarım kimse yokmuş gibi. Siz yapın bende sürekli söylendiğim için,memnuniyetsiz olduğum için sizler tarafından eleştireyim.Bi siz kötü şeyler yaşıyorsunuz çünkü ben insan değilim ya.Nasıl olsa ben anlayışsızım demi? Ciddi anlamda nasılsın diye sorun,ben ağladığımda başka şeylere yorup durmayın.Bir de kendinize dönüp bakın.
 
Gözlerimi doldurup doldurup göz yaşlarımı içime akıtıyorum.Oh ne güzel!

   

Sürekli bunu dinliyorum,iyi geliyor sanki ..

11 Ağustos 2011 Perşembe

Sen Benim İçin Çok Farklısın


   Hani her başın sıkıştığında bana koşardın.Bende sana tabii.Hemen telefona sarılırdın,kirazlı sakız sana anlatmam gerekenler var diye olabildiğince az nefes alarak anlatacaklarını sıralardın.Karnımız ağrıncaya kadar gülerdik bazen sen ağlardın ben teselli ederdim,bazense ben ağlardım teselli sırası sana gelirdi.Sen benden daha fazla hayalperesttin,sen başlardın hayallere ben sonunu getirirdim.O olgun tavrımla bu hiç doğru değil diye çıkışırdım,sen hiç hayallerinin peşinden koşmuyorsun diye bana gaz vermeye çalışırdın.Sen benden daha çılgındın,yakışırdı da sana.Her an ne yapacağın belli olmazdı,bir yenilik getiriverirdin hayatımıza.Bana sen olmasan kaç defa başımıza iş alırdık,sen hep büyük gibi davrandın derdin.Yıllarca ettiğimiz onca kavga düşünülürse bu kadar iyi olmamız garipti aslında.Bir çok şeyi beraber yaşadık.Doyasıya mutluluğu,acıyı,paylaşmayı,eğlenmeyi,ağlamayı... Zamanla biz büyüdük,hayallerimiz büyüdü,duygularımız,düşüncelerimiz büyüdü.Ya fazla geldik birbirimize ya da bazı yerlerde fire verdik.Uyumumuz azaldı aslında bazı işaretler bizi uyarmıştı ama yapacak bir şey yoktu.Belki de biz öyle sandık,uğraşmak istemedik.Artık her başımıza gelen şeyde telefona da sarılmıyorduk,görüşürsek kısaca bahsedip geçiyorduk.Aramızda boşluklar oluşmaya başladı,boşluklarla yıprandık,eskidik.Aramıza hiçbir zaman uzaklık giremedi,her buluştuğumuzda yine bıdır bıdır konuşuyorduk.Ama bir şeyler eksikti.Senin hayatın ve benim hayatım.Hayatımıza girenler,yaşananlar belki de bundandı eskisi gibi olmayışımız.Daha da büyüdük.Farklı görüşleri savunduğumuzda ben herkese böyleyim derdin ama ben herkes değildim ki senin için.Sen de benim için çok ayrıydın,şu anda da,seneler geçse de çok ayrı olmaya devam edeceğin gibi .. En çok da fikrini söyleyip kestirip atmana kızardım.Kabul bende biraz bencilce davranırdım.İstediğim tek şey aramıza kimse,hiçbir şey girmesindi.Bazen yaptıklarına çok kızardım ama fazla sürmezdi kızgınlığım.Sen zaten pek söylemezdin bana kızmalarını ya da ben öyle bilirdim.Bazen kıskanırdım da çevrendekileri,sende beni kıskanırdın bilirim. Küçükken hayallerimiz vardı,aynı yerde olalım,aynı yerde okuyalım,hiç ayrılmayalım diye.Hiçbir zaman ayrılmadık,ayrılmayız da ama eskidik,yıprandık belki de.Hayat koşturmasından,çevremizde olup bitenlerden durup nefes almaya,birbirimize o eski sıcaklığı göstermeye vaktimiz olmadı.O vakti biz olduramadık belki de ..  Aramızdaki bağ hiçbir zaman kopmayan ama zamanla eskimeye yüz tutmuş gibiydi..   Yazının rengi de senin sevdiğin renk ..
  Bu da şarkımız olsun.. 

9 Ağustos 2011 Salı

Biri Hayallerime Sahip Çıkmalı!


    Kaç gündür bir şeyler yazacak oluyorum,sonra vazgeçiyorum.Kendimi ifade edememek gibi sorunum var bu ara.Ne kendimi anlatmak istiyorum ne de kimseyi anlamak.Tek,yalın olmak ihtiyacım olan.
    Erken yatıp erken kalkan biriydim ama artık öyle değilim.Geç uyanıyorum.Sonrası televizyondaki saçma sapan dizilere bakmakla geçiyor.Bir koltuktan kalkıp diğerine uzanıyorum falan.Filmler izliyorum,kitap okuyorum,internette bakınıyorum.Akşam oluyor,çoğu zaman dışarı çıkıyorum.Hava almak,dışarıda olmak iyi geliyor.Sanırım ben hiç ev insanı değilim,sürekli gezeyim,sürekli bir planım,koşturmam olsun.Anca çok yorulunca durup bir iki gün ara vereyim sonra tekrar devam.. Gezeyim,göreyim,alayım,yemek yiyeyim,para harcayayım,farklı bir şeyler yapayım.. Bilmediğim mekanlar,bilmediğim şehirler,ülkeler böyle uzayıp gidebilir aslında.
 
    Ve hayallerim.. Çok sevdiğim biri bana dedi ki senin hayallerin hep başkalarının üzerine kurulu,kendin üzerine değil,böyle olunca sen çok üzülüyorsun.Hayallerini başkası yıkar,buna izin verme.Hayallerinde sen ve gerçekten senle olanlar olsun dedi.Belki de haklıydı.Benim hayallerim de umutlarım da uçsuz bucaksız gibi.Hayalsiz,umutsuz olmaz tabii ama ben doruklarında yaşıyorum.Sürekli böyle olsun,şöyle olsun dememle olmaz ki,benim istememle olmaz.Hayallerime ve umutlarıma sahip çıkmalıyım sanırım,üzülmemek için ya da düşünmemek için..  Bugün
Şirinleri izlemeye gittim,sanırım bu seçimimden de fazla hayalperest olduğum anlaşılıyor :/ :)
 
 
   Bu da şarkımız .. 

5 Ağustos 2011 Cuma

Oradan Buradan Şuradan



   Telefonumun taslaklarına kaydedip bir türlü yazamadığım şeyler birikmiş.Kısa kısa ele almam lazım diye düşündüm.Yazımı yazıp taslakların tümünü sil tuşuna basıcam ve mutlu olucam,en azından rahatlıycam diyelim :)  
  
   *Sıcak! Evet hava sıcak hatta çok sıcak,bunu bende kabulleniyorum.Takıldığım nokta ise insanların istisnasız her gün bugün dünden daha sıcak demeleri.Yahu her gün bir önceki günden sıcak olsa halimiz ne olurdu acaba? Ben elimde sayısal verilerle diyorumki cık dün şu dereceymiş,bugün bu derece yani iki derece düşük falan.Yok nasıl olurmuş,ben yanlış falan bakmışım,sıcakmış işte,terliyorlarmış falan.Tamam sıcağı seviyorum da sonuç olarak bende sizden ayrı bir iklimde yaşamıyorum,size sıcaksa bana da sıcak arkadaş.Asabımı bozmayın,rica edicem nesnel verilerle yanıma gelin :) 
  
   *On beş-yirmi gün önce bir düğüne gittim.Kalabalıktan olabildiğince uzak bir köşe seçtim,annemi de sürükledim yanımda tabii.Karar verdim,insanları gözlemliyicem karakter tahlili yapmaya çalışıcam gibi bir şey aslında.Keşke böyle bir şeye kalkışmasaydım :) Çok berbat giyinen bir kaç genç kız göz zevkimi aşırı derecede bozdu.Hadi kötü giyindiniz de üstünde duramadığınız topuklu ayakkabıların altında unuttuğunuz ya da bilerek bıraktığınız etiketlere ne demeli ki ben tiplerden anladım bilerek bırakmışlardır onlar :) Aynı zamanda insan böyle oturup şıkıdım şıkıdım oynayan insan topluluğunu görünce çok komik ve saçma duruyor bee.Pistte oynayan sen olsan o durumu fark etmiyorsun ama uzaktan cidden komik..

 *Hıı bir de her şeyi bilen bir erkek arkadaşım var.Yani ne desem bir cevabı,bir yerlerden bildiği şeyler var çocuğun.Sinir oldum! Ben niye bilmiyorum yaa? Aslında bazı yerlerde benim inadıma yapıyor gibi geliyor yaa  neyse artık.Benim bir şeyler,daha çok bir şeyler hatta onun çok bilmişliğini bastıracak kadar çok şeyler bilmem lazım :)

 *Demek istediğim son şey de zamanı ya on sene önceye ya da beş altı yıl sonraya sarabilsek.Hayatta bazı şeyleri yerli yerine oturtmak için zaman gerekir ya da pes edip keşke geçmişte olsaydım dersiniz yaa.Hıh işte tam oralarda bir yerlerdeydim.
   
       "Dinlesek" .. 

3 Ağustos 2011 Çarşamba

"Aşk" Her Şeyi Affeder mi?

 
  Kızın kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu.Uzun zaman sonra onu görmek,gözlerini onun gözlerine değdirmek bir hayaldi onun için.Bir daha sesini duyamayacağından bu kadar eminken yüzünü görmek .. Yaşanan kötü anlardan sonra,geri dönüşü olmayan yollardan sonra şimdi yaşadığı heyecan kendisini biraz garip hissetmesine sebep oluyordu.
  Ve çocuk .. Sakin olmaya çalışıyordu çünkü o her zaman soğukkanlıydı,şimdi de fırtınalar içinde kopmalıydı.Onu görecek olmak.. Bu yaşayabileceği en güzel duygu değil miydi zaten?
  Kız kırmızı şortunu giymişti.Üzerinde kırmızı kalpler olan beyaz t-shirt ile uyum içindeydi.Saçlarını tepeden topuz yaptı,tıpkı çocuğun sevdiği gibi.Çok hafif bir makyaj ve hazırdı.
  Çocuk kızın en sevdiği parfümünü sıkarken aynaya baktı ve gülümsedi.Koyu renk kotunun üzerine giydiği uzun kollu gömleğin kollarını katlamıştı.Saçlarına jöleyle şekil verdi.Artık o da hazırdı.
  Kız otobüse bindi,boş yer olmasına rağmen oturmadı.Dışarıyı seyretti,buluşmayı düşünmemeye çalışıyordu.Hem kendini toplamalıydı,tepkisini,sert duruşunu ona göstermeliydi.
  Çocuk geç kalacağı korkusuyla taksiye atlamıştı.Yolda çiçekçinin orada durdu ve tek bir kırmızı gül aldı.Her şey iyi olsun istiyor ama kızın tepkilerinden korkuyordu.Onu bir daha görememek düşüncesi canını yakıyordu.
   Kız otobüsten indi.Güneş gözlüğünü taktı sanki kendini bir şeylerin arkasına saklamaya çalışır gibi bir hali vardı.Koca şehirde kendini gizlemeye çalıştı.Her adımla ona biraz daha yaklaşıyordu.İçinden koşmak geldi ama yapmadı.
  Çocuk buluşacakları yere gelmişti.Gözü saatte,kulağı telefondaydı.Sanki her an telefonu çalacak ve kız bir bahane bulup gelemeyeceğini söyleyecek gibi hissediyordu.
  Kız bir anda durdu,onu görmüştü.Ne yapacağını bilemedi.Çocuk diğer tarafa baktığından onu görmemişti,geriye dönüp kalabalığa karışmak istedi.O an çocuk başını çevirdi ve kızı gördü.Gülümsemesi yavaş yavaş bütün yüzünü kaplar gibi oldu.Hızlı adımlarla kıza doğru geldi.Kız elini uzattı sadece tokalaştılar.Resmi bir buluşma gibi,araya mesafe koymak ister gibi tokalaştılar.Çocuk kıza gülü uzattı.Kız teşekkür edip gülü aldı.Cadde boyunca nasılsın, iyi misin gibi klasik sorularla yol ayrımına kadar geldiler.Ne yöne gideceklerini bilemediler.Aynı anda kız sağ tarafı,çocuk da sol tarafı gösterip buradan gidelim der gibi birbirlerine baktılar.Sonra gülmeye başladılar.Sanki o gülüşler her şeyi unutturdu.Çocuk kızın eline uzandı,kulağına doğru eğilip seni seviyorum diye fısıldadı.Kız kendini geriye çekti,başını eğdi ve korkuyorum dedi.Çocuk korkma dedi, kıza sarıldı.Kız kendini tekrar geri çekmek istedi ama çocuk o kadar güçlü sarılmıştı ki yapamadı.En sonunda oda sarıldı.Kokusunu burnuna çekti nefesi yetene kadar.Her şeyi bir yana bıraktığı için kendine kızıyordu ama kayıtsızdı. Seviyordu .. Bütün kötü anıları,yaşadığı her anın acısını unutacak kadar seviyordu.Çocuk bir şeyler söyleyecek oldu.. Vazgeçti. Birbirlerine sarılıp öylece kaldılar..  

 
  "Aşk" Her Şeyi Affeder mi?

2 Ağustos 2011 Salı

Aslında Umursamazım..

 
   Sonunda geldim.Blogumu,sizleri okumayı özledim.Araya epey zaman girince ne desem,ne yazsam bilemedim aslında.Ben en iyisi şu an içinde bulunduğum durumlardan bahsedeyim,nasılsa devamı gelir :)  

  Geldiğim günün akşamı Eylül'le görüştüm.Özlemişim onu.Ne zamandır yüz yüze görüşmeyince konuşacaklarımız birikmiş.Konu döndü dolaştı.Verdiğin değerin karşılığını alamama durumlarına geldi.Arkadaşımı birileri üzmüş.Bende konuşurken fark ettim,umursamaz bir hallere bürünmüşüm.Ne zamandır görüşmediğim arkadaşlarım vardı.Tatil boyunca bazılarıyla görüştüm,bazılarına buradayım diye haber bile vermedim çünkü istemedim.Artık bazılarına bu yanlış demiyorum,yapma demiyorum.Kendi hatalarını kendileri görsün istiyorum.  
   
   Benle görüşmek için çaba sarf etmiyorlarsa ben hiç uğraşmıyorum ya da ne kadar değer veriyorlarsa bende kendi kafamda her şeyi ona göre ölçüp biçiyorum.Zaten benle gerçekten görüşmek isteyen arar,sorar ve görüşürüz.Böyle yapan arkadaşımda çoktu,çok da güzel vakit geçirdik.Yapmayanlar için önceden olsa çok üzülürdüm ama şimdi önemsemiyorum.Etrafımdaki insanları düşünüyorum da.. Ne bileyim diğerinin üstüne ısrarla düşen,sanki onlarsız asla yapamazmış gibi davrananlar var.Ne gerek var ki? Karşımızda bize değer vermeyen,on defa umursamayıp iki defa yüzümüze gülen insan için ben neden çaba sarf edeyim? Çaba sarf ederim,uğraşırım ama bununda bir sınırı vardır.Fazlası zarardır benim için.Dediğim gibi  önceden olsa yapardım ama şimdi yapmam,yapamam.

   Umursamamak .. Aslında kulağa hoş geliyor.Tek kötü yanı bu giderek vücuduma yayılan bir zehir gibi.. Sanki bütün hücrelerimi hapsedecek ve ben hiçbir şeyi,hiç kimseyi önemsemeyecek gibi hissediyorum kendimi. Ama .. Kendimi kandırmaktansa,oturup üzülmektense,bana değer vermeyene kendi çapımda önem vermeye çalışmaktansa umursamamak en iyisi .. Evet !!   Aslında anlatmak istediklerimi tam anlamıyla anlatamadım,ne zamandır yazmıyorum diye mi oldu bilmiyorum.Bu seferlik böyle olsa olur sanki :/
  
 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...