30 Mayıs 2011 Pazartesi


                                       
                                     
                                                                         Söz verdim sana 
                                                       Çıktım hayatından yürüdüm 
                                                       Son bir kez gördüm 
                                                       Dibimi sonumu mutsuzluğumu 
                                                       Hangi birini  yeneyim 
                                                       Dibimi sonumu mutsuzluğumu? 
                                                       Olan oldu geri dönemem 
                                                       Bir rüzgar eserde ürperirsen 
                                                       Sebebi son nefesim 
                                                       Yenilgiyi hazmedip 
                                                       Gururuma hapsedip gidiyorum ..

29 Mayıs 2011 Pazar

Hiç Bir Şey Olmadı Aslında


  Dün gece bilgisayardaydım,öyle bakıyordum zaman geçirmek için.Bilgisayar donup kaldı,bende sinirlendim,kapattım.Hiç uykum yoktu ama yatağa gittim,güya uyuyacaktım.Bazen en basit bir şey bütün öfkenizi aklınıza getirir ya onun gibi bir şey oldu.Ağlamaya başladım,dur durak bilmeden .. Ne kadar süre o şekilde ağladım bilmiyorum.Sonra yüzümü yıkamaya kalktım.Aynadaki yüzümü görünce kendimden korktum.Gözlerim şiş,yüzüm berbat bir haldeydi.Dudaklarım şişmişti.Ben çok üzülüp ağlayınca dudaklarım şişer,bu seferde öyle olmuştu.Sonra yatağa gittim yine.Yattığım gibi uyumuşum.

 Uyandığımda saat 05:23'tü.Kalktım yataktan çünkü uyuyamayacaktım.O yatak bana batıp duracak,kafamda bir sürü ????? dönüp duracaktı.Bir elimde yastığım,diğer elimde üstüme aldığım örtüyü yerde sürüye sürüye salona geçtim.Kanepeye uzandım.Örtüyü başıma kadar çektim.Üşüyordum,dışarıda ayazdaymış gibi üşüyordum.Sonra dönüp durdum.Uyuyayım bir an önce diye dua ettim.Gözlerimi daha sıkı yumdum,yine olmadı.Dönüp durdum sadece.

 Sonra ..

 Camdan içeri sızan güneş ışıklarına takıldı gözüm.Dışarı çıkmaya karar verdim.Saat yedi civarıydı.İnce bir hırka aldım,eşofmanımı da giydim.Evden çıkarken kimse uyanmasın diye olabildiğince sessiz davrandım.Kadim dostla gittiğimiz tepeye gittim,daha doğrusu adına bizim tepe dediğimiz yere.Hafta sonu olduğu için ortalıkta pek kimsecikler yoktu.Hafif serin bir rüzgar yüzüme çarpıyordu.Ciğerlerim havaya muhtaç gibiydi,havayı içime çektim.Derin nefesler beni biraz rahatlattı.Bir papatya gördüm,uzandım,kopardım dalından.Seviyor,sevmiyor yaptım.Sevmiyor çıktı,daha doğrusu ben öyle yaptım.Seviyor çıkmasına izin vermedim.Sonra telefonumdan müzik açtım,ona eşlik ettim içimden.Müzik bitmişti,ben hala şarkıya devam ediyordum.Saat biraz daha ilerlemiş insanlar artık evlerinden çıkmaya başlamışlardı.Elinde ekmeği ve gazetesiyle büfeden çıkan yaşlı adama baktım, topuklu ayakkabısıyla otobüse koşan kadına baktım,babasının elinden tutup babasına kediyi göstermeye çalışan küçük kıza baktım.

   Saat sekize geliyordu.Hemen kalktım,hızlıca eve giderken salıncağa ilişti gözüm.Binsem mi diye düşündüm.Çocukluğumda olduğu gibi her defasında daha da hızlanarak gökyüzüne ulaşıyormuş gibi olduğum o duyguyu bir daha yaşamak istedim.Sonra vazgeçtim.Nasıl olsa hiç bir şey çocukluğumdaki gibi ,eskide olduğu gibi olmayacaktı. Eve doğru yürümeye devam ettim.Yine sessizce eve girdim.Kimse uyanmamıştı,buna çok sevindim.Yoksa o saatte neden dışarıda olduğumu soracaklar ve ben kendime veremediğim cevapları onlara hiç veremeyecektim.Televizyonun karşısına geçtim ve hiç bir şey olmamış gibi güne devam ettim ..


  Bu da eşlik ettiğim şarkı "biraz uyu" ..

27 Mayıs 2011 Cuma

Eğlenceli Mim

   
     Sevgili Mia beni mimlemiş :)
   
     Mimin konusu:
Ben küçükken ..... sanıyordum! 


    Ben küçükken kötü olan insanların taş olduğunu sanıyordum.Hatta yürürken taşlara basmamaya dikkat ettiğim zamanlar bile olmuştur,sonradan baktım olacak gibi değil :) Hıı bir de şöyle düşünürdüm büyük taşlar çok kötü insanlar,küçük taşlar daha az kötü insanlar :)

 
     Ben küçükken evlatlık olduğumu sanıyordum ve bunu gayet ciddi düşündüğüm anlar oldu:)

    Bakınız:Minik ben

  
   Ben küçükken seçilmiş bir çocuk olduğumu sanıyordum.Arkadaş grubumla birlikte dünyayı kurtarmaya gelmiştik bu düşünce dolayısıyla epey hareketli bir çocukluğum oldu :)

   Ben küçükken büyük olmak çok güzel bir şey sanıyordum ama büyümek güzel değilmiş :) 

   Herkes mimlenmiş sanırım :) Onun için kimseyi mimlemiyorum.. 
 
   

24 Mayıs 2011 Salı

Günün Şarkısı Olsun





                       Önce gözümü bağladın sonra zamanı yavaşlattın sonra durdurdun.
                           
                          
Dön be dünya daha hızlı dön.

                                Dünya yeniden dönüyor.. 

19 Mayıs 2011 Perşembe

Mutlu Olma Sanatı


   
   Şu eksik,bundan da olsun,aa bende ondan yok,ondan istiyorum çook güzel ... tarzı diyaloglar özellikle kızlar arasında ne çok geçiyor.Bir şeyler alınca falan mutlu oluyorum tamam ama çok az yaa,hiç bir şey önceki gibi değil.Küçükken bir şey alırdık,uzunca bir süre onun mutluluğu etrafımızda döner dururdu.

   Bugün miniklik arkadaşlarımla buluştum.Yaklaşık 12 senedir arkadaşlığımız var.Hiç bir zaman kopmadık,her zaman yan yana geldiğimizde mutlu olabiliyoruz.Herkese lazım böyle arkadaşlar.. Neyse konuya geleyim.Oturduğumuz mekanda ne içsek,yesek diye bakıyorduk.Aklımıza küçükken nadir zamanlarda gittiğimiz yerler geldi.Ne büyük mutluluktu bizim için.Bir alışveriş merkezine falan giderdik.Şu saate kadar gezin derlerdi bize.O kısıtlı zaman içerisindeki özgürlük nasıl da ayaklarımızı yerden keserdi.Orada yediklerimizi,içtiklerimizi ise uzun bir süre anlata anlata bitiremezdik.O bile bize yetermiş.Kendi aramızda eğlenmelerimiz bize ne büyük mutlulukmuş.Şimdi ise git onu al,ye,iç,istediğin kadar gez,özgür ol .. Eee hani mutluluk ?

  Küçük olup o mutlulukların elinden tekrar tutmak istiyorum.En ufak şeylerde bile mutlu olmak istiyorum..

    Biraz da  " huzur "  ..  


  

18 Mayıs 2011 Çarşamba

GEÇmiş Zaman


                                         
      Sarılmak istemiştim sadece.Bütün her şeyin sebebi buydu evet.Kokusunu bütün hücrelerimde hissedebilmekti bütün derdim.Yanyanayken bir de rüzgar esince kokusu dolardı burnuma.Nasıl bir kokun var senin der,gülerdim.Nasılmış ki diye o çocuksu tavra bürünürdü hemen.Güzel işte diye geçiştiriverirdim.Bu sefer yaa hadi söyle diye ısrarlara başlardı hemen.Nasıl anlatsam bilmiyordum ki.Baharat gibi yok yani öyle bir şey de değil aslında.Çok farklı bir koku,beni kendine çeken işte derdim.Güzel mi yani diye hemen atılırdı.Evet güzel işte çok güzel diyip yüzüme de gülücüğümü kondururdum.Nasıl mutlu olurdu.Senin kokun gibi olamaz,o kadar güzel ki anlatamam derdi. Ahh! İşte bütün bunlar içindi sebebim,belki böyle konuşmalar olmayacaktı artık ama sadece kokusunu duymak bana yeter.

  Hiç bir çılgınlık yapmamıştım ki ben.Hep kendini geri çeken,bir adım geriden ilişki yürütmeye çalışan bendim.Ama şimdi pişmanım.Vücudumun en ücra köşesinde bile bunu hissediyordum.O mutluluğu bütün iliklerime kadar hissetmediğim için ve ona da hissettirmediğim için pişmanım.O,benim bu halimle bile mutluydu .. Ama -du, - di , -dü bak hepsi GEÇmiş zaman. Geçmiş ve gitmiş.. Tek yönlü yol gibiydi bizim ayrılığımız.Birbirimize sırtımızı döndük,gittik ve bittik.Tek yön,geriye dönüşü olmayan yol.. Dönüşü olsa bile cezaların,pişmanlıkların,yitip gidenlerin ve geri gelmeyeceklerin yolu olacak.

  Hiç cesaret edemediğim çılgınlığı yapacağım.Tek yönlü o yoldan ona doğru koşmak istiyorum şu an.Nefesim kesilene kadar,ayaklarımın altı su toplayana kadar ona koşmak ... Onu son kez görmek pahasına bile ona gideceğim.Geride kalanları hiç düşünmeyeceğim. Kafamdaki soru işaretlerini,yüreğimin acısını hiç bir şeyi ..

  Onun yanına,kokusunu burnuma doldurmaya gidiyorum ..

                   
                      

17 Mayıs 2011 Salı

Kendini Kargaşaların Arasında Bulmak ..




 
 
  Kalabalıklar içinde aslında yalnız olmak ya da en azından öyle hissetmek ..
  Konser eşliğinde kargaşa ve bir sürü ses arasında düşüncelerde boğulmak.
  Uzaklara dalıp gitmek ..
  O an sana neyin iyi geleceğini bilmemek belki de
  Sadece bir sızı hissetmek yüreğinin en derinlerinde
  Bazen hayatın her dakikasının gülücüklerle geçmesi gerektiğini düşünmek
  Bazense her şeyi,herkesi silip bir kenara itmek elinin tersiyle
  Güzel bir gün geçirmek ama hala bir şeylerin eksikliğini hissetmek
  O an nerede olmak istediğini hayal etmeye çalışmak
  Ama bunu başaramamak
  Öfkeyle sakinliğin arasında gelgitler yaşamak
  Herkese nefret dolmak belki de
  Kendini yine kargaşaların arasında bulmak ..
 
               
          

13 Mayıs 2011 Cuma

Huzur Nerede Acaba?


    Şiir dinletimizi dün yaptık.Çok güzel oldu.Şiirlerle,konseptle,müziklerle,resimlerle gerçekten çok iyi oldu.Son dakikaya kadar stres doluydum ama sonunda iyi bir şey çıktı ya mutluyum :)
  
   Bu işin bir de kötü yanı var.Grupla çalışmak ne zor işmiş arkadaş.Uzun süredir böyle bir şey yapmamıştım,unutmuşum sanırım.Beş kafa,beş ayrı ses resmen.Herkes kendi havasında takılıyor öyle,sen de iyisini yapmaya çalıştıkça olan sana oluyor.Arkadaş bir grupsan herkes emek sarf eder ya,elini kolunu bağla.Otur sen,biz yaparız her şeyi,ohh ne güzel dünya! İnsanlardan soğudum be,bu ne böyle işkence.Bir ton stres yaşamak zorunda mıyım acaba gereksiz varlıklar yüzünden? Ben planlı programlıyım,sevmem son dakikalık işleri,her şey bir düzene göre gitmeli,en iyisini yapmaya çalışmalıyım,her şey zamanında olmalı,yok onun keyfini bekle,yok diğerinin ağırdan almasını çek .. Tamam herkes benim gibi olmak zorunda değil ama insanların bu kadar rahat olmaları bana batıyor.Biraz hızlı hareket edin,dakik olun,toplu çalışmaya uyun.Tek başınıza bir şey yaparken istediğinizi yapın ama grupla çalışıyorsunuz,farkında mısınız acaba? Bu sadece grup da değil iki kişilik,üç kişilik de olsa uyum sağlamalı insan.Bir dönüp kendine bakmalı yaa,ben tek başıma değilim,uyum sağlayayım yanımdakine diye.Ama nerdeeeee? Ben mükemmelim demiyorum ama karşı taraftaki insanı da düşünüyorum,dengeyi sağlamayı çalışırım çoğu zaman.

  O kadar doldum ki,artık gözüme o kadar batıyorlar ki ..  Bilmediğim bir yerlere gitmek istiyorum, oradaki yeni insanlarla tanışmam da sadece bir süreliğine olacak,ben oradayken oranın insanlarıyla biraz zaman geçiricem,derine inmek yok. Sonra benimle beraber devam etmeyecekler, ben gidip diğer yerleri gezmeye devam edicem.Ne güzel olurdu. Sahi var mı böyle bir imkanım :) Huzuurr neredesinn? 

   Ve "boşvermişim dünyaya! "
                       
                           

10 Mayıs 2011 Salı

Aşkın Pembe Hali

  
   Bir süredir şiir dinletimiz için çalışmalar içersindeyiz.Günlerdir aşk resimleri aramaktan darallar geldi üstüme yaa.Yaklaşık yarım saatlik kısa film gibi bir şey oldu sonunda.Efektlerini, geçişlerini de yaptım ohh miss. Bugün okulu da astık Eylül'le.Bize geldi,kalan diğer çalışmaları yaptık.Şiirleri değiştirdik,renkleri falan .. Hıı konumuz da renkler üzerinden aşkı anlatacağız.Pembe,kırmızı,beyaz,gri ve siyah .. Her rengin aşkla ilgili  şiirlerden bulduk,onları okuyacağız.Herkes siyah pantolon üzerine kendi şiirinin renginde t shirt giyecek falan .. Belki yine aynı renklerde yastıklarımız olacak,sırası gelen kalkıp şiirini okuyacak. Arkada güzel fon müzikleri ve ekranda dönen aşk resimleri .. Kulağa hoş geliyor ama umarım perşembe günü de bu  hoşluk o ortamda hissedilir.Aslında konsept için orijinal fikirlerimiz var ama elimizde olmayan şartlardan dolayı belki yapamayız onları.Eğer yaparsak zaten buraya musmutlu biri olarak yazıcam mutlaka. Ve en sonda arkadaşımız bir şarkı seslendirecek bizler için.. Umarım güzel olur.Emeğinin karşılığını almak hoş bir şey olsa gerek.

   Bu da
 "tık"  :)   Çok severim bunu ..




Sevdiğinle beraber yağmurda doyasıya mutluluğu yaşamak .. 


 NOT:Ben aşkın pembe rengini temsil edeceğim için yazı rengim de pembe olsun dedim :)

8 Mayıs 2011 Pazar

İyi ki Varsın Anne ..


 Bugün anneler günü.Bizi karşılıksız seven o güzel insanların günü.Tek bir gün değil bütün günler onların olsun.Ama ben bu günlerde bir burukluk hissediyorum.Annesi,babası olmayan arkadaşlarımı düşünüyorum.Üzülüyorum,herkes elinde hediyelerle dolaşırken,herkes telefonlara koşarken,sosyal paylaşım sitelerinde anneleriyle resimlerini koyarken ..Ya peki annesi,babası hayatta olmayan insanlar? Onları ne kadar düşünüyoruz diyorum kendi kendime.Ondan bir nevi karşıyım böyle günlere .. Anneme o kadar düşkün bir insanım ki,o bir yana dünya bir yana .. O, benim her şeyim.Onu çok seviyorum. Sağlıklı,mutlu,huzurlu daha nice seneler onunla birlikte olmak istiyorum. Ama yine de bir yanım buruk bugünlerde,gözleri buğulu insanlar görmek canımı acıtıyor.En sevdiklerimin yanında dünyadaki en değerli varlıkları olmayınca ben nasıl bugünümü mutlu geçireyim ki .. Bana düşen iyi ki varsın anne demek ve herkesin gözünün önünde bunu yaşamamak.. Yani benim için bu böyle ..



                                   

7 Mayıs 2011 Cumartesi

Bir Şeylerin İyi Olduğu Ana Gidelim ..


 
   Bu günlerde Kahraman Tazeoğlu'nun Başka adlı kitabını okuyorum.O kitapta "Zamanında vazgeçen biri yeniden kazanabilir belki ama vazgeçmekte kalan birinin hiç kazanma şansı yok" diye bir cümle okudum.

  Bu cümle düşündürdü beni.Acaba gerçekten öyle miydi? Bazen hayat çok sevsen bile o insandan vazgeçmeyi sunar önüne,başka yollara sapamazsın.Canın yanar,can yakarsın.Mecburen vazgeçersin.Canının daha çok acıması pahasına gidiverirsin o hayattan.Kapatırsın kapıları,kendinle kalırsın.Yalnız,küskün,çaresiz .. Ya da hayatın karşısında dimdik durup ben vazgeçmem mi demek gerek? İnatlaşmak belki de hayatla.Ona karşı öc almak bir nevi.

  Zamanında vazgeçilen ya bir daha kazanılamazsa kayıp olur.Çünkü giden geldiğinde bıraktığını yerinde bulamayabilir.Bunun garantisini kimse veremez.Bazen de eğer o an durup bir nefes almak gerekiyorsa,nefeslerin tıkanıyorsa o nefesi yine en derinden almak adına biraz zamanı beklemek gerekir.Saatlerin akmasını,soluklarımızın tekrar düzenli hale gelmesini..

  Şu an ki psikolojimle bu iki durumun birbirine eşit olduğunu düşünüyorum.Vazgeçmek bir kumar gibidir kartlar iyi gelirse sen kazanırsın sonunda ama ya kötü gelirse tamamen kaybedersin. Vazgeçmemek ise kanayan yaraya tuz basıp durmaktır,her gün daha çok yakar canını,ruhunu..

   Not:Ruh halim çok değişken.. Bazen sert bir yel eserken ruhumda bazen güneş bana kendini gösteriyor kısa bir anlığına da olsa.Zaman geçsin ve bir şeylerin iyi olduğu ana gidelim!

 
Bu da  "şarkı" ..

6 Mayıs 2011 Cuma

İlk Mim

  

 
  Mia beni mimlemiş.İlk mimim olması ve çok ilgi duyduğum bir konu olması bakımından Mia'ya çok teşekkür ederim.

Mim Konusu: Her seferinde izlemekten zevk aldığınız, vazgeçemediğiniz Yeşilçam yapıtı hangisidir? (çok duygulandığınız, ağladığınız ve güldüğünüz de olabilir)
***

  Yeşilçam filmlerini izlemeye bayılırım.Küçüklüğümden beri her gördüğümde tekrar,tekrar ve tekrar izlerim.Bazı filmleri bilmem kaçıncı kez izlesem yine de bıkmam,o derece severim :) En sevdiklerim ise Ah Nerede Vah Nerede ve Bizim Aile'dir.



                                              
 

   Ah Nerede Vah Nerede filmliyle ilgili komik bir anımda vardır hatta.Sanıyorum 13-14 yaş civarlarında oturmuş bu filmi izliyordum.Evde de kimse yok.Ohh miss,yayıla yayıla izliyorum.Filmin sonlarına doğru kapı çaldı.Gittim,kapıyı açmaya.Baktım içerden filmin sesi geliyor ve bitmek üzere.Hayır olamaz,sonunu kaçıramam -kaç defa izlemiş olsam da,sonunu bilsem de olmaz yani:) - diyerek salona koşmaya başladım.Ve o heyecanla iki dizimin üzerine zıplayarak öyle sert bir şekilde koltuğa iniş yapmışım ki,koltuğu kırmışım:) Kırmışım diyorum çünkü çok da farkında değilim.Neyse ohh filmin sonunu gördüm.Mutluyum ama koltukta bir gariplik var,bir tarafı daha aşağıda sanki.Yok yok bana öyle geliyordur diyerek kendimi teselli ettim.Akşam aile bireyleri gelince tabii anladılar,koltukta bir problem var.Babam koltuk kırılmış dedi.Ne olduğumu şaşırdım,İçimden nasıl becerdim len diyorum kendime.Buradan siz anlayın artık film aşkımı :)

  Gülşen Bubikoğlu ve Tarık Akan'ın filmlerinin hepsini çok severim.O ikiliyi hep çok sevmişimdir.Gülşen Bubikoğlu'nun güzelliği ise bana göre tartışılmaz bir gerçek.Çok beğenirim filmlerde ki o sade,güzel hallerini.Tabii Türkan Şoray,Emel Sayın,Adile Naşit,Münir Özkul,Kemal Sunal ve daha nicelerinin yeri de ayrıdır.


                                                  



         
        Şarkımız "Ah Nerede Vah Nerede"      

        Mimlediklerim Ful Yaprakları ve Eylül .. 
       

3 Mayıs 2011 Salı

Aslında Yardıma İhtiyacım Var

  

  Bir kaç hafta sonra grup arkadaşlarımla sözlü anlatım dersinde şiir dinletisi sunacağız.Vize sınavı olmadık,her grubun farklı görevleri var ve bunlarla vize notumuz belirlenecek.Orijinal bir şeyler bulmaya çalıştık aslında.Sonra emin olamadık.Renkler dedik mevsimler dedik. Cık olmadı.Dersi veren hoca pek beğenmedi.Olabilir dedi, o kadar.Ne amaçla yaptıysa artık "diğer grup sizi yakacak,çok iyi hazırlanıyorlar" demekten de kendini alamadı.Bakalım yarın şiir dinletisi yapacak arkadaşlarımız bize nasıl bir dinleti sunacaklar.Gitar çalıp şarkı söyleyecekler falan,bu kadarını biliyoruz ama gerisini yarın öğreneceğiz artık ..

    Biz de Atilla İlhan'ı yapmaya karar verdik.Hoca pek yanaşmayınca bizim fikirlerimize,en son buna karar verdik.Şiirlerle pek aram olmadığı için ben ne okuyacağım falan bilmiyorum ya da sunucu mu olacağım onu da bilmiyorum :) Eğer aklınızda güzel bir şiir dinletisi konusu varsa benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum ya da Atilla İlhan'dan sevdiğiniz şiirler varsa öğrenmeyi isterim.. 





     Ayrıca;

   Bu ara kardeşimi o kadar ders çalıştırdım ki, sanki liseyi baştan okuyormuşum gibi geldi.

    Farkettim ki yazılarımda resim kullanmayı çok seviyorum iki satır yazı onun altında beş resim bile görebilirsiniz yakında :)

    Öyküler yazmak istiyorum .. İçinde olmadığım belki de olmak istediğim .. Evet bunu deneyeceğim sanırım ..

   Hanım hanımcıkcık olduğum halllerim biraz azalsa da devam ediyor.En son bir pasta yaptım misafirlerimiz için.Çok beğenildi sevindirik oldum tabii..

  
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...