23 Kasım 2011 Çarşamba

Biri Vefa mı Dedi ?


  Bazı insanlar unutulmaya mahkumdur ya da bazı insanlar unutmaya mahkumdur.Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır derler ya hani.Sanırım bu söz şimdilerde geçerli değil.Biri hep arar,ince düşünür,vefa duygusuyla hareket eder.Öteki unutmuştur çoktan.Hayat telaşı ya da adını koyamadığı uzaklıklar girmiştir araya.Halbuki hepsi boş palavralardan ibarettir.

Onca senenin hatırı yok muydu?Hani bir kaç sene öncesinde doğum günümde gelen bir paket vardı.Hatırlıyor musun içinde yazılanları? Daha doğrusu hatırlıyor musunuz? Belki sizler unuttunuz ya da unutmuş gibi yapıyorsunuz.Hani masucuktan.Tamam,anladım.Geçti,gitti diyorsunuz.Ama ben öyle düşünmemiştim.Siz de böyle söz vermemiştiniz.Zaman ya da yollar bizi birbirimize getirecekti ya.Getirdi getirmesine ama verilen sözler unutuldu bir kere.Biliyorum benimde hatalarım oldu.Ama hiçbir zaman böyle olsun istemedim.O bağ hiç kopmasın istedim.Herkes benim gibi düşünemez,kimse başkası gibi düşünmek zorunda değil ki..

  Aldığım habere sevinmeyi beceremedim bile.Ne yapacaktık ki? Konuşacak ne kaldı? Nasılsın,nasıl gidiyor? İki soru cümlesinden ibaret onca geçen yıl.Elde kalan güzel anılar ve fotoğraf kareleri.. Keşke biraz benim gibi düşünseydiniz.Her şey daha güzel olurdu.

   Şimdi...
  Sevdiklerimle aramda uzaklıklar varken ben nasıl korkmayayım? Gerçi hep dediğim gibi benimle gelmek isteyen zaten yanımda olur,benden kopmak isteyense yanımda bile benden uzak olur.

  Bütün bunların arasındayken çalan telefon.Karşıdan gelen o huzur dolu ses.. İyi ki varsın.Ya sende olmasaydın?..  
  
Bıkmadan usanmadan dinlenilesi ..

21 Kasım 2011 Pazartesi

Error hatta Errör!



Sınav haftası! Beynim hata sinyali verip duruyor.Errör ! 
Uzun zamandır kağıtların arasında bu kadar kalmamıştım.
Ders kitapları,notlar,kalemler,renkli postitler .. 
Ve şunu fark ettim ki..
Sürekli yiyorum.
Ders çalışmamak adına mı yoksa insan beynini çalıştırınca çok yemek yer teorisini doğrulamak adına mı bilmiyorum.Ama tek bildiğim günün her saatinde ağzımın bir şeylerle dolu olduğu.
Bir an önce bu vize haftasının bitmesini diliyorum.
Yoksa buraya bir daha ki gelişimde aldığım kilolardan ötürü yuvarlanarak gelicem:)
Hafta sonu minik ama benim için çok heyecanlı bir yolculuk beni bekliyor.
Sizi seviyorum..

17 Kasım 2011 Perşembe

Uykusu Gelmiş Kirazlı Sakız

Yeni bir güne başlarken benim gibi uykuya dayanamayan insanlar için bu saatler epey geç olabiliyor.Kurduğum cümleden de anlaşıldığı üzere benim uykum var ama ben direniyorum.Sonuç olarak da saçmalıyorum.Hep böyleyim uykum varsa saçmalarım ve komik olurum :) 
Aslında şimdi tam olarak konusu olan bir şeyler yazmayı düşünmüyorum.Sadece yeni kayıta tıkladım,bakalım ne kadar saçmalamayı düşünüyorum. Ne zamandır blogları okuyamıyordum,bir buçuk saat gibi bir sürede birikmiş blog yazılarını okuma konusunda epey yol aldım.



 Bir kaç gündür hastalıktan kurtulamadım diyebilirim.Öncelikle bu ani mevsim değişikliğinin etkisiyle etrafımdaki bir çok kişi gibi kendimi gribin kollarında buldum.Neyse ilaç kullandım,şunu içtim derken dün sol ayağımın üstüne basamamaya başladım.Birden sol dizimin arkasında ağrıyı hissettim,bir kaç saat içinde o ağrı dayanılmaz bir hal aldı.Doktorun tepkisi "Bacağın çok kasılmış,bunu nasıl yaptın?" oldu.Hiçbir şey yapmamıştım oysa.Dün ve bugün olmak üzere iki iğneyi de yedim.Ohh misss! Biraz daha iyi olmakla beraber artık yarın okul yaşantıma geri dönmeyi umuyorum.



  Geçenlerde babam markete gidip ev için bir şeyler alacaktı.Kardeşim babam gitmişken gazete almasını da istemiş.Babam döndüğünde sakızları masanın üzerine koyup kardeşime "Sakızz aldım,bak masanın üzerinde" 
 diye seslendi.Kardeşim gelip "Sakız mı?Ben gazete istemiştim" dediğinde babam hariç hepimiz çok güldük.Ahh baba gazeteyi sakız olarak nasıl yanlış anladıysa artık :) 

Son olarak kardeşim ve kuzenimle bir yere gittik.Kahve içmeye karar verdik.Kardeşim önceden denemediği bir kahve istedi.Hatta oradaki kız ağır gelirse süt ilave edebileceğini söyleyince kardeşim bozuldu."Ne yani ben içemez miyim?" diyip durdu.Sonra kardeşime "Tadı nasıl?" diye sordum.Gayet ciddi bir şekilde "Kahve gibi" dedi.Hayır yani kahve içiyorsun ne bekliyorsun ki kahve içerken çay tadı mı gelmeli :)  

 Evet saçmaladım,gidiyorum.eğlenceli tık ..

4 Kasım 2011 Cuma

Başlık Bulunamayan Yazı

Çok tatlı değil mi? :)
  Sabah saat sekizi vurur ve kirazlı sakız uyanır.Gideceği yeri karıştırıp yanlışlıkla metroya biner,fazladan yol gider.Bir ders kitabının peşinde koşar,koşar ve en sonunda hiç tahmin etmediği bir yerden kitabı alır.Bankada halledilmesi gereken bir iş için neredeyse koşarak oradan uzaklaşır.Bankaya gitmek için yokuş gibi bir yeri hatta bildiğiniz yokuşu tırmanır.Oradan okula gitmek için yola koyulur.Bir yere oturup da midemin açlık sinyallerine yanıt vereyim der.Midesini mutlu ettikten sonra telefonuna gelen ıdıvıdı dersi iptal olmuştur mesajıyla yıkılır.Sabahın sekizinde boşuna mı uyandım diye söylenip durur.Beyninde alışverişli şimşek çakar.Alışveriş merkezinin yolunu tutar.Her şeyi beğenir,bazılarına parası yetmez,bazıları üzerine olmaz.Aldığı kazak ve makyaj malzemeleriyle mutlu olmasını bilir.Ama aklı alamadıklarındadır.Alışveriş merkezinden çıkıp tekrar okulun yolunu tutar.Ders başlamadan önce tamamlaması gereken bir ödevi vardır.Ders başlar,herkes çene çalarken ve kendisi de çene çalmaya dahilken hocanın çaldığı ıslıkla sus pus olur.Ödevini gösterir,diğer çalışma için bir şeyler yapmaya çalışır,aklına bir şey gelmez,yapamaz.Hoca çok sıkmadan haftaya görüşürüz arkadaşlar der ve Kirazlı erken çıktığı için mutlu olur.Otobüsün yolunu tutar,evine gelir,yemeğe saldırırır.Sonra kardeşine ingilizce çalıştırmaya çalışır,uyku dolu gözlerle ailedekilerle konuşma çabası verir.Bloga bir şeyler yazar gibi olur ama bu sırada da gözleri kapanmakta,yorgunluktan bütün vücudu git uyu diye yalvarmaktadır.On on beş dakika sonra bu sese kulak verip uykuya dalmayı planlar,yarın güzel olsun ister..

                                        NOT:Bir yerlere yazılıp çizilmiş ama nedense yayınlanamamış bir minik yazı

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...